Bir güzel götürdü beni bahçeye,
Gördüm o bahçenin yolları sarhoş.
Yağmurlar yağar da rüzgârlar eser,
Eğilmiş selvinin dalları sarhoş.
Gül yârim oturmuş zerbap üstüne,
Hiç bakmıyor yaranına, dostuna.
Yaz gelende çayır, çimen üstüne,
Yâr bade doldurur, elleri sarhoş.
Yavrum çıkmış, yücesine yuvalar,
İnmiş düz ovaya, şahan kovalar.
Değmeyin sunama beyler, ağalar,
Humar humar bakar, gözleri sarhoş.
Yavrumun gittiği Bulgar Dağı’dır,
Beni işittikçe zülfün dağıtır.
Öpülecek, koçulacak çağıdır,
Yâr türkü söylüyor, dilleri sarhoş.
Karac’oğlan, erdik bahara, yaza,
Öyle bir yavrum var, tazeden taze.
Bir elinde bade, birinde meze,
Nasıl koparayım, gülleri sarhoş.