Gökağaç Köyünde Veysel adında bir güzel insan yaşar. Veysel’in dünyası farklıdır, kim deli, kimi divane desede Veysel kendi halinde yaşayan bir garibandır. Birgün Pala Hüseyin (rahmetli oldu) köyde Veysel’e "gel benim sığır nöbetime git sana para verecem" der. Veysel kabul eder gider sığır nöbetine. Akşam sığırı getirir Pala Dayıdan hakettiği parasını ister. Pala Dayı "hadi ordan ne parası" deyip Veysel’in parasını vermez. Gel zaman git zaman derken Pala’nın bir gün misafiri gelir, sığır nöbetinin olduğu gün. Pala gider Veysel’e "Veysel gel bugün benim öbete git sana şu kadar para verecem"der. Veysel "olur Pala ama sen parayı peşin verceksin" der. Pala çıkarır parayı peşin verir. Parayı alan Veysel "Pala bu eski nöbet içindi, şimdi yeni nöbetin de parasını vereceksin" der. Çaresiz Pala Veysel’in parasını peşin vermek zorunda kalır…
Anlatım – Kaynak: RIZA PARLAK