Mustafa Yuka:Kendi kitabımdan biraz da söz etmek istiyorum.
Babailerin baş kaldırışı Anadolu´nun en en büyük baş kaldırışlarında biriydi. Bu baş kaldırı hareketi resmi tarih tarafında hep basite alındı ve çarpıtıldı. Babailer asi olarak tanıtıldı. Babailer ile ilgili bir kitap da yayınlanmadı. Ancak bazı kaynaklarda kısa bölümler halinde geçiştirildi. Oysaki Babailer hareketi Anadolunun en büyük ayaklanmalarında biriydi. Adıyaman, Malatya ,Sivas ,Tokat Amasya, Kayseri ve Kırşehir´e kadar genişleyen altı bin savaşçının can verdiği tarihteki en büyük sınıf savaşlarında biriydi. Biz bu konuda kısa bir araştırma yaptık ve bu araştırmayı bir destanla bütünleştirerek "BABA İSHAK BÖYLE BUYURDU" adlı bir yapıt meydana getirdik. Bununla beraber "GAZEL VAKTİDİR EYLÜL" adlı bir de şiir kitabım yayınlandı. Bunları dostlarımla paylaşmak istedim. Neyse tekrar konumuza dönelim.
Anadolu Selçuklu devleti merkezi feodal bir yapıdaydı. Kırsal kesimde topraklar İKTA usulüyle beylerin emrine verilmişti. "İkta" bir nevi Osmanlıdaki TIMAR sistemine benzemekteydi. İkta sahibi olan beyler, köylülerden ve hayvanlarını otlatmak için gelen göçer aşiretlerden ağır vergiler almaktaydılar.Bu vergilerin büyük bir kısmı özel günlerde padişaha armağan olarak sunulmaktaydı. Halk açlık ve çaresizlik içerisindeydi. Çünkü, genelde göçer Türkmen aşiretleri kışlak ve yaylak bulmakta güçlük çekmekteydi. Bir de yerleşik ve göçer çelişkisi gün geçtikçe daha da artmak taktaydı. Saray olup bitenleri görmemekteydi. Konumuz gereği inceleyeceğimiz olan 2. GYASETTİN KEYHÜSREV İÇKİ, AV VE KADIN DÜŞKÜNLÜĞÜ NEDENİYLE Rum elinde(Anadolu´da) olup bitenlere gözlerini kapamıştı. Halkın yaşantısında habersiz sarayda zevk ve sefa sürmekteydi
Baba İshak Adıyaman yöresinde yaşamış bir halk kahramanının adıdır. Baba İshak 1239 yılında Anadolu Selçuklu kralı GYASDDİN KEYHUSREV’e karşı baş kaldırmış kısa bir sürede Malatya, Sivas, Tokat, Amasya, Kayseri ve Kırşehir’in MALİ ovasına kadar ilerlemiş. Bu gelişmelerden korkan Selçuklu egemenleri başkent Konya’yı terk ederek Mısır’a kaçmalarına neden olmuş. Padişah ise Akşehir Gölü’nün kıyılarında sazlıklar arasında savaşın sonuna kadar saklanmak zorunda kalmıştır.
Baba İshak hakkında tarihçiler farklı görüşler ileri sürmekte ve bazen de kavram kargaşası yaratmaktalar. Bazen de karalayıcı inkarcı görüşler ileri sürülmekte.
Bütün tarihçilerin birleştiği ortak nokta Moğolların İran´ı istila etmesiyle beraber, Anadolu yoğun Türkmen göçüne neden olmasıdır. Şam ve Halep
üzerinde Anadolu´ya akın eden Türkmenler yerleşik halk arasında pek kabul görmediler. Yerli halk, göçer Türkmen oymaklarında tedirgindi. Buyruk dinlemeyen göçer aşiretler , yerel egemenlerin kontrollerinin dışında kalmıştı. Göçer Türkmenler yerleşecek yurt bulamıyor, gittikleri her yerde tepkiyle karşılaşıyor ve karşısında devlet güçlerini görmekteydiler.
Yöre karmaşık bir mozaiği andırmaktadır. Baba İshak çevresinde başlıca Türkmenler üzerinde etkin olmakla birlikte, yerli halk Kürt, Süryani, Asuri ve Ermenilerin de desteğini sağlamayı başarmıştır.
Baba İshak dergahını, Adıyaman´ın ilçesi olan SUMEYSAT-SİMSAT (SAMSAT) yakınlarında KEFERSUD köyünde kurar. Düzgünlüğü, doğruluğu sayesinde yöre halkı etrafında toplanır. Dergaha her dinden, her mezhepten ve her ırktan insanlar toplanır. Baba’nın inancında insanlar arasında ayrım yapmaya yer yoktur. Ortak payda, adaletsizliğe, yoksulluğa karşı birlikteliktir. Babanın mürüdlerine BABAİLER denilir.
Tarihçiler bazen Baba İshak ile Baba İlyas´ı birbirine karıştırırlar, Baba İlyas Amasya´nın Çat köyünde (şimdiki adı İlyas) Amasya´da Turhal yolunun 10. km sindedir. Bu köyde, Baba İlyas´ın mezarı ve türbesi vardır. Baba İshak Baba İlyas dergahına bağlı, onun velisidir. Baba İlyas´ın torunu Elvan Çelebi dedelerini adını İlyas olduğunu söyler, torun Elvan Çelebiye göre Baba İlyas ile zamanın sultanının arasını Çat köyü kadısı Köre kadı açmıştır, Köre kadı sultana haber göndererek, Baba İlyas´ın amacının ayaklanma olduğunu sultana söyler ve inandırır. Sultan Çat köyüne asker gönderir. Askerin geleceğini haber alan Baba İlyas, Seksen müridi ile beraber Haraşna Kalesine sığınır. Sultana karşı müritleri ile beraber kahramanca direnir.
Baba İlyas velisi olan Baba İshak Adıyaman Samsat´ta ,Amasya´daki olup bitenleri duyar , müritleriyle beraber sultana karşı Samsat´ta ayaklanır, amacı Baba İlyas´ı ve temsil ettiği toplumu egemenlerden kurtarmaktır. Bunun için de Amasya´da kalede sıkışmış olduğu piri Baba İlyas´ı zalimlerden bir an önce kurtarmaktır.
Baba İshak Harzemlileri Selçuklulara karşı mücadeleye çağırır, Selçuklu sultanı Gıyasettin Keyhüsref’in sefahate düşkünlüğünden dolayı, eleştiriyor onun dinden imandan ayrıldığını özel zevklerin esiri olduğunu memleketi; beylere İkta olarak böldüğünü halkın aç ve sefil olduğunu, insanların İkta´ların kölesi durumuna geldiğini söyler. İktalar bu arada yerli halkın dışında göçer aşiretlerde toprak bastı parası talep eder, göçerlerin göçecek yurtları bile kalmamıştır.
Baba İshak´ın emri ile Malatya, Samsat, Besni ve Adıyaman taraflarında yoğun şekilde bulunan Türkmenler, sığır koyun ve diğer mallarını satıp at ve silah almışlardır. Cihat ilanı işareti Türkmen kabileleri ve obalar arasında yayılınca, silahını kapıp atına binenler köylerinde ayrılarak savaşa başlamışlardır. Kahta, Adıyaman, Malatya yörelerine işgal etmeye başladılar,
Malatya sübaşısı Muzaffereddin Ali Şır askerleriyle Babaı´leri durdurmaya onlarla savaşa girer. Meydana gelen şiddetli savaşlarda çok kayıp vererek yenilgiye uğrar. Onun sancağını ve davulunu ele geçirir. Alişir Süryanilerden ve Germiyanlılardan oluşturduğu ordu ile tekrar Babaileri durdurmaya kalkışmışsa da 2. defa yenilmiştir. Babailerin bu 2 zaferden sonra cesaretleri artmıştır. Sivas´a doğru yürümüşlerdir Sivas halkı ve askerleri Babailere karşı çıktılar ise de başarı gösteremeyerek teslim olmak zorunda kalmışlardır. Moralleri güçlenen Baba İshak komutasındaki Babailer , Baba İlyas´a kavuşmak için Tokat üzerinden Amasya´ya yönelmişlerdir. Yollarda rastladıkları kimseleri kendilerine katarak son sürat Amasya´ya ilerlemişlerdir.
Selçuklu sultanı Gıyasseddin Keyhüsrev Malatya Sivas mağlubiyetini öğrenince dehşete kapılarak, Akşehir gölünün kenarında saklanmıştır. Zenginler ise korkuya kapılarak Mısır´a kaçmışlardır. Bu arada Sultan Keyhüsrev Moğol saldırısına karşı Armağan Şahın komutasındaki Erzurumda beklettiği en önemli askeri birliğini Amasya´ya çekerek Baba İlyas´ın kalesini kuşatarak Baba İlyas´ı öldürerek cesedinin kaleye asılmasını başarmıştır. Amasya´ya giren Baba İshak komutasındaki Babailer Baba İlyas´ın kalede asılı cesedini görürler ama onun ölümüne inanmazlar, inançlarına göre Babailer ölümsüzdür. Bunların derisini ne kurşun deler,nede kılıç keser. Selçuklunun İslam orduları da böyle inanır ve Babailerle savaşmayı göze alamazlar.
BABAM İSHAK
Mezopotamya´dan vücut ettik.
toprağın, bereketinden fışkırdık.
buğdaylara başak ,
yavukluya eş olduk
elma olduk asıldık,
şarap olduk ezildik,
koçan olduk dizildik,
bu topraktan halk olduk.
boylandık,
filizlendik,
hamı olgun eyledik.
anamız kibela’ydı,
göğüslerinden süt emdik.
oğul attık petek olduk.
bal verdik insanlığın soyuna.
anaç arı baba ilyas’tı.
biz de babanın neferleriydik,
yani asker arılardık.
Çiçeği beraber bala çevirdik.
adıyaman´dan halk olduk.
sumeysat´a diyar dedik,
kefersud´’da oba olduk,
fırat´ta dergah kurduk,
babamız ishak´a pir dedik.
cem olduk,
divana durduk.
turnalarla semah döndük.
güvercinleri safa kattık.
baba’nın dergahında yek olduk.
bir elin parmakları gibiydik.
kimimiz bozkırlı şaman,
kimimiz mezopotamyalı zerdüşt,
kimimiz harranlı süryani,
kimimiz gazzeli ibrani,
kimimiz hırıstiyan,
kimimiz müslümandık.
biz bir kimlik edindik,
insan olmakla yetindik.
insanı kovanımıza aldık.
başka sual eylemedik.
biz sefaletin bayrağı olduk.
kovanımızda emekçi arılardık.
nakış nakış aşkı ördük.
salkım salkım bal yaptık.
peteklere sığmaz olduk.
gayri oğul zamana erdik
Yazan:Mustafa Yuka
Ayrıntı BABA İSHAK BÖYLE BUYURDU adlı yapıtta. Yazarı:Mustafa Yuka
m.yukasanat@mynet.com