Alevi Bektaşi Federasyonu ve Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu 17-18 ve 19 Ağustos 2007’da Serçeşme’de toplandı. ABF ve AABK üç gün boyunca Serçeşme’de (Hacebektaş) Danışma Kurulu Toplantısı, Alevi-Bektaşi Meclisi Toplantısı ve Ülkeler Yönetim Kurulu Toplantısını gerçekleştirdi.
ABF ve AABK ORTAK SONUÇ BİLDİRGESİ:
Hace Bektaş etkinliklerinin zayıf geçmesinin asıl nedeni,
Alevi kuruluşlarını dışlamaktır!
Alevi Bektaşi Federasyonu ve Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu 17-18 ve 19 Ağustos 2007’da Serçeşme’de toplandı. ABF ve AABK üç gün boyunca Serçeşme’de (Hacebektaş) Danışma Kurulu Toplantısı, Alevi-Bektaşi Meclisi Toplantısı ve Ülkeler Yönetim Kurulu Toplantısını gerçekleştirdi. Katılımcılar bu toplantılarda 22 Temmuz seçim sonuçları, Cumhurbaşkanlığı seçimi ve yeni bir alternatif siyasal oluşum gibi Türkiye’nin gündemindeki önemli konuları ve bu konularla bağlantılı olarak Alevilerin sorunlarını tartıştı, önümüzdeki döneme yönelik yönelimlerini belirledi.
Hace Bektaş etkinliği, Türk-İslamcı çevrelere teslim edilmiş ve içeriği boşaltılmıştır!
Hacıbektaş İlçesi Belediye Başkanı’nın asli işi olan yerel yöneticilik yerine “Hace Bektaş Veli Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri”ne müdahalesi nedeniyle, 2004 yılından bu yana sürekli düşen katılımcı sayısı, bu yıl daha da düştü. Hace Bektaş Veli anma etkinliklerinin 44 yıllık tarihinde belki de en düşük katılımın gerçekleşitiği bu yılki etkinliğin başarısızlığı yalnızca katılımla sınırlı değildi. Bu yıl bir kez daha açıkça görüldüğü gibi etkinliklerin içerikleri de giderek Hace Bektaş Veli öğretisine ve felsefesine yabancılaşmıştır. Bunun nedenlerini tartışan meclisimiz, sorunun büyük ölçüde Hacıbektaş Belediye Başkanının yaklaşımlarından kaynaklandığını tesbit etmiştir. Bu etkinliklerin Alevi örgütlenmeleri tarafından yapılmasının, Belediye Başkanınca engellenmesi, kendi asli görevini bırakıp etkinlik organizatörlüğüne soyunması ile bu olumsuzlukları yaratmıştır.
Son yıllarda etkinliklerde;
• Alevi Örgütlenmeleri, Alevi-Bektaşi toplumun kanaat önderleri, sanatçiları, aydınları ve inanç önderlerin yok sayılmıştır.
• Etkinliker tamamen Alevi-Bektaşi kimliğini inkar eden asimilasyoncu Türk-İslamcı çevrelere teslim edilmiş ve içeriği boşaltılmıştır.
• Etkinliklerin organizasyon biçimi ve içeriği Hace Bektaş Veli öğretisi ve felsefesine yabancılaşmış ve halkın kendi değerlerine uzaklaşmıştır.
Ortaya çıkan bu tablo, duyarlı her Aleviyi üzdüğü ve yaraladığı gibi bizi de yaralamıştır. ABF ve AABK bu nedenle 2008 yılında, Hace Bektaş anmalarinda hem katılım, hem de içerik olarak güçlü bir etkinlik yapmayı karar altına almıştır. Serçeşme’de yapacağımız etkinlikler, Alevilerin güçlü katılımı ile Hace Bektaş Veli Anma Törenleri Alevi öğretisine, felsefesine ve kültürüne uygun bir anlayışla organize edilecek ve Türk İslam sentezi ekseninde yabancılaşmaya dur denilecektir.
Son yıllarda görüldüğü gibi tüm Alevi-Bektaşi etkinlikleri ABF etrafında kitleselleşiyor ve halkımız sahipleniyor. Son yılların en kitlesel katılımın sağlandığı Abdal Musa etkinlikleri buna örnektir. Benzeri kitlesel katılımı 2008 Hace Bektaş Etkinlikerinde sağlama temel hedefimizdir.
Seçimlerde başarılı olamadık;
Solun yenilmesi bizim de yenilmemiz anlamına gelir!
Örgütlerimizin siyasete müdahale etme tavrı doğru bir yaklaşımdır. Siyasete müdahale seçimlerle sınırlı değildir. Hayatın her alanında siyasete katılmamız ve kendi doğrularımızı aktarmamız zorunludur.
2007 yılı seçim sonuçları AKP’ye tek başına iktidar olma imkanı tanımıştır. Yıllardır Alevi hareketi olarak, siyasal İslam ve resmi görüş karşısında, kamuoyu sunduğumuz politik tezler haklılığımızı kanıtlamış olsa da, ‘’direksiyonun sola çevrilmesi gerektiğini’’ açıkça ilan eden bizler de dahil, solun bir bütün olarak alternatif yaratamaması, seçimlerdeki yenilginin boyutunu büyütmüştür. Seçim sonuçları, AKP karşısında muhalefet olabilmenin yolunun, siyasal islamı besleyen ve destekleyen bütün anlayışlarla ve devletin mezhepçi yaklaşımlarıyla hesaplaşmadan ve en önemlisi iktidar için, halka güven veren sol bir iktidar alternatifi olmaktan geçtiğini göstermiştir.
2007 seçimlerinden sol yenik çıkmıştır, Aleviler yenik çıkmıştır. Alevi hareketinin siyasete müdahale etme görüşü doğru olmakla beraber, gerekçeleri ne olursa olsun 22 Temmuz seçimlerinde alternatif sol bir hareketin yaratılmasında ve sonuç almakta başarısız olduk.
Demokratikleşme için yalnızca sivil değil gerçekten demokratik bir Anayasa gerekli!
Türkiye’nin demokratikleşme sorunu karşısında, AKP hükümetin 5 yıllık yaptıkları, iddia edildiği gibi Türkiye’de demokratikleşmenin önünü açmamıştır. Toplumsal kesimlerin gündelik hayatına bakıldığında, sosyal politik, demokratik ve özgürlükler adına her hangi bir değişim olmadığı ortadadır. Siyasal islamın ve sermayenin lehine olan özgürlük haklarının genişletilmesini, tüm toplumsal kesimleri kapsamadığı bilinmelidir. Mevcut Anayasa bile değişikliklere rağmen halen 12 Eylül Anayasası’dır. AKP hükümeti ve AKP tarfından belirlenecek Çankaya temsiliyeti, toplumun demokrasi taleplerinden ve özgürlük alanlarının genişletilmesinden daha çok, çok uluslu şirketlerin, DB, İMF, sermaye çevrelerinin ve siyasal islamın hareket alanını genişletilmesinden yana tercih koyduğu sabittir. Burada değişim beklemek, siyasi saflıktan başka bir şey değildir.
AKP tarafından sivil toplumdan saklanmış ve halkın katılımını dışlayan ve sözde “Sivil Anayasa” tartışması, siyasal islamcı geleneğin özgürlük alanlarının genişletilmesini gündeme getirirken, bu ülkede sayısal olarak sosyal ve toplumsal kategori oluşturan Alevilerin sorunlarına ilişkin, AKP hükümetinin olumlu tek bir yaklaşımına tanık olmadık. Beş yıllık hükümeti süresinde, tavrını ve eylem planını Alevi-Bektaşi toplumun inkarı üzerinden sürdüren AKP, sahte makyajlarla Alevi sorunundaki sicilli yüzünü kamufulaj edemez.
Alevi Bektaşi Meclisi, Türkiye’nin katılımcı, demokratik ve sivil bir anayasaya ihtiyacı olduğu, ancak bu ihtiyacı karşılırken, 12 Eylül Anayasası ile hesaplaşmayı zorunlu gören bir yaklaşımı öne çıkarttı. Halkın değil, devletin kendisini halktan korumaya dair Anayasa savunuculuğuna tümden karşıyız. Tüm toplumsal kesimlerin üzerinde yaşayacağı bir mutabakat metni olarak Anayasa, her bir yurttaşın temel hak ve özgürlüklerini savunmak ve korumak zorundadır. Diğer önemli konuları saklı tutmak kaydıyla hazırlanacak yeni bir demokratik Anayasa’da yalnızca ‘’özgürlükçü bir laiklik’’ ekseninde bile hareket edildiğinde şu yaptırımlar yer almak zorundadır:
• Zorunlu din derslerini Anayasal zorunluluktan çıkartılmalı ve din dersi kaldırılmalıdır.
• Diyanet İşleri Başkanlığı kaldırılmalıdır.
• Kamusal alanda dinsel hegemonyanın oluşturulması ve dinsel kadrolaşma engellenmelidir.
• Nüfus cüzdanlarındaki dini ibaresi dayatmasına son verilmelidir.
• Eğitimin laik eksenden çıkarılıp, dinci bir eksene kaydırılması engellenmeldir.
• Kamu personel statüsünde ruhbancı bir kesim yaratma girişimi engellenmelidir.
6 Ekim’de ‘’Anayasa Konferansı’’ yapıyoruz!
Alevi Bektaşi Meclisi, bütün bu yaklaşımlardan hareketle yeni ve demokratik bir Anayasa’nın hazırlanmasına katkı sunmak, Aleviler cephesinden değişiklik önerileri sunmak, demokratik ve gerçek anlamda laik bir Türkiye’nin yaratılması için demokratik bir Anayasa’nın zorunlu olduğunu öne çıkartmak için 6 Ekim’de Ankara’da bir ‘’Anayasa Konferansı’’ düzenleme kararı almıştır.
Konferans, Alevi kuruluşlarının yanısıra, aydınlar, sanatçılar, demokratik örgütlerin, sendikaların, partilerin temsilcileri de katılımına açık olarak yapılacaktır.
Alternatif bir sol kitle partisi yaratılması sürecine dahiliz!
Halktan ve demokrasiden arındırılmış siyaset kültürünü değiştirmek istiyoruz. Siyaseti asli sahipleri ile buluşturmak gerekiyor. Sol adına alternatif yaratılmadığı, siyasi seçeneksizliğin yarattığı ortamı, demokratik bir sol siyasi seçeneğe dönüştürmek gerekiyor. Bu seçenek yeni sol kitle partisidir. Bunu Türkiye’nin tüm demokrasi güçleri ve dinamikleri ile birlikte yaratma sürecine dahil olacağız. Bugün çok yönlü sürdürülen tartışmaları takip ediyoruz ve görüşmelerde bulunuyoruz. Topluma gerçek bir alternatif sol siyaset sunulmalıdır. Bu sunulmadığı sürece, korkular ve savunma üzerine kurulu bir siyaset başarılı olamaz. Demokrasinin, katılımcılığın, eşitliğin ve en önemlisi hayata ve sokağa dair her konuya alternatif çözümlerin sunulduğu, kendi değerleriyle yeniden barışan ve buluşan bir yaklaşım başarılı olacaktır. Bu yaklaşım içinde, Türkiye toplumunun tümünü kucaklamaya aday, ortak paydalar üzerinde siyaset yapmayı önemseyen bir tavır içinde olacağız. Böylesine yeni bir siyaset kültürünü inşa etmek için Alevi toplumuna ve örgütlerine ciddi görev ve sorumluluk düşmektedir. Seçim sonuçları sonrası görüldü ki, Türkiye toplumu gerçek anlamda siyasi adresini arıyor! Yeni bir sol-sosyal demokrat kitle partisine acil ihtiyaç vardır. Bu ihtiyaca cevap vermek için tüm sol ve sosyal demokrat dinamiklerin katılımını sağlayan ve dönüşüme açık tüm güçlerle ortak bir girişim için adım atılmalıdır. Böyle bir projede Aleviler olarak aktif yer alacağımızı kamuoyuna ilan ederiz!.
20.08.2007, HACIBEKTAŞ
ALEVİ BEKTAŞİ FEDERASYONU
AVRUPA ALEVİ BİRLİKLERİ KONFEDERASYONU