Cumhuriyetin 84. yıl dönümü resmi geçit ve törenlerle ,evlere asılan bayraklarla ilgili ve yetkili siyasilerin, kurumların alışıla gelmiş nutuklarıyla kutlanmaktadır.Cumhuriyet ve bağımsızlık Türkiye Cumhuriyeti Devleti´nin iki temel yapısıdır. Atatürk´ün "hürriyet ve bağımsızlık benim karakterimdir" öz deyiminde de anlamını bulur.
Cumhuriyet ve bağımsızlığa ilişkin Atatürk´ün söylemiş olduğu bazı sözleri hatırlatmak istiyorum.
"Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir".
"Cumhuriyet rejimi demek,demokrasi sistemi ile devlet şekli demektir.Biz cumhuriyeti kurduk,o on yaşını doldururken demokrasinin bütün icaplarını sırası geldikçe uygulamaya koymalıdır."
"Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır.Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız".
"Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar".
"Tam bağımsızlık bizim bugün üzerimize aldığımız vazifenin temel ruhudur….
"Tam bağımsızlık denildiği zaman,elbette siyasi,mali,iktisadi,adli,askeri,kültür ve benzeri her hususta tam bağımsızlık demektir.Bu saydıklarımın herhangi birinde bağımsızlıktan mahrumiyet,millet ve memleketin gerçek manasıyla bütün bağımsızlıktan mahrumiyet demektir"
"Esas Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu esas ancak tam bağımsızlığa sahip olmakla temin oluna bilinir.Ne kadar zengin ve refaha kavuşturulmuş olunsa olsun bağımsızlıktan mahrum bir millet,medeni insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye layık olamaz…
"Bundan ötürü,ya bağımsızlık,ya ölüm!…"
"Biz barış istiyoruz" dediğimiz zaman "tam bağımsızlık istiyoruz" dediğimizi herkesin bilmesi lazımdır".
Yukarıdaki Atatürk ün sözlerine ve düşüncelerine İnternet´ten yada Nutuktan ulaşabilirsiniz.
Cumhur, halk demektir.Cumhuriyette bildiğiniz gibi ,halkın kendi kendini yönetmesi,halk iradesi demektir. Peki,Cumhuriyet tarihi boyunca, halk, iradesini ne derece yansıtabilmiştir?
Cumhuriyetin ilk dönemlerinde toplumun gelişmişlik seviyesi dikkate alındığında bunun öznel koşullarının oluşabilmesinin çok da olanaklı olmadığından durum kabullenile bilinir ya ondan sonrası.Özellikle 12 Mart ve 12 Eylül askeri darbeleri.Esasında tüm bu şeklin ötesinde gerçek anlamda halk yönetimi yani demokrasi, halkın gerçek somut taleplerinde yerini bulur.
Neyse bunu geçelim.
Peki,ya bağımsızlık? Bağımsızlıktan bahsedildiğinde bütün yönetenlerin tüyleri diken diken olmuyor mu? 45 lerden sonra uygulanan politikaların anlamı nedir? Sahi, Kore´ye niye gittik biz? Kore´de kaç bin Anadolu çocuğunu gömdüklerini biliyor muyuz? Amerikan üslerinin ne işi var ülkemizde? Neden NATO´dayız? NATO ne işe yarıyor? 68 gençliği Amerikan 6. filosunun gelişini protesto ederken o gençlere neden silah,cop,dipçik kuşanıldı. "Tam bağımsız Türkiye" şiarını seslendirenlere neden kurşunlarla,idam sehpalarıyla,zincirlerle yanıt veriliyor,hem kim bunlar? IMF´in dediklerini yapmanın anlamı ne ki sizce? Tütün ,pamuk,şeker üretici çiftçilerimizin Amerikan ve Avrupa´nın üreticilerine kurban edilmesinin anlamı nedir? Daha çok soru sormak gerekirde çok fazla söze de gerek yok sanırım.Bunlar hepimizin bildiği şeyler.Bütün bunlara ülkeyi yönetenler "her ülke birbirine bağımlıdır" diye bir demagojik ifadeyle karşılık verirler.Kendilerini aklayacakları başka hiçbir sözleri yoktur çünkü.
Ne yazık ki,toplumumuzun çoğunluğu da hatta samimi Atatürkçülerimiz de bu demagojik ifadelere angaje olabilmektedirler.
Şimdi çıkıp desek ki,emperyalizme karşı "tam bağımsız Türkiye" şiarıyla gelin bir miting yapalım kim ve kaç kişi toplana bilir ve böyle bir mitinge izin verirler mi?
Sevgili dostlar, bana göre ülkemizdeki tüm gelişmelerin kaynağında yatan şey Türkiye´nin yeni-sömürge karakteridir.Bunun sorumlusu da 45´ler den bugüne bu ülkeyi yönetenlerdir.Bu yönetenlerin aldıkları hiçbir karar ve tavır doğru değildir ve olmamıştır.Bu alınan tüm kararlar ve tavırlar ülkeyi daha çok bağımlılığa,daha çok bataklığa götürmekten başka işe yaramamıştır. Ve bundan sonra alacakları kararlar da ülkeyi yeni bataklıklara sokmanın dışında hiçbir işe yaramayacak,ülke için ve halkımız için hiçbir çözüm getirmeyecektir.
Burada bizlere düşen şey bir takım duygularla bunların peşine takılarak tavırlarını meşrulaştırıp ekmeklerine yağ sürmek değil,tam tersine ülkemizi tam bağımsızlığa taşıyacak tüm halkımızın bir arada özgürce yaşamasını olanaklı kılacak bağımsız politikalarımızı hayata geçirmek olmalıdır.Bunun ötesinde sürü olmaktan kurtulamayız.
Sevmek kolay değildir.Sevgi emek ister.Hele bu vatan sevgisiyse;işte onlar işte Nazım,
"Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz,dedi Hikmet.
Nazım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hala."
Evet, vatan hainiyim, siz vatanperversiniz, siz yurtseversiniz, ben yurt
hainiyim, ben vatan hainiyim.
Vatan çiftliklerinizse,
kasalarınız ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla:
Nazım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hala.
Saygılarımla.