Bilindiği gibi her yıl 8 Mart dünya kadınlar günü olarak kutlanır. Bir direniş sembolü olarak ortaya çıkan bu anlamlı günü, diğer özel günlerden ayrı tutmak gerekir. Çünkü bu anlamlı gün için ayrı bedeller ödenmiştir. Bir gün tabiî ki kadınların günü değil. Her günü insani değerlerle paylaşarak kadını anlamak gerekir. Bunu ne denli başarıyoruz veya bunun bir ölçüsü var mı? Bir annenin çocuğunu kucaklarken gözlerindeki ışığı hiç fark ettiniz mi bilmem. Bu duygu oldukça güçlü ve şefkat doludur. Hele çocuk erkekse bu daha da belirgin hal alır. Kadın farkında olmadan çocuğunu kucaklarken kadın erkek ayrımı başlatmıştır. Erkek anası olmakla övünen çok kadın tanıdım. Mutlak cinsiyet gözetmeden çocuğunu sevenler olacaktır. Ama bunun herkes tarafından yapıldığını söylemek zordur. Kadının böyle düşünmesini yine sağlayan erkekler olduğuna inananlardanım. Bireyin kendisi olma sansı pek fazla yok, toplumun biçtiği bir rol vardır. Ekonomik olarak bir gücü yoksa bu biçilen rolden ayrılan kadın her gün gazetelerde sayfalarında cinayet haberlerine konu olmaktan öte geçmeyecektir. Demek ki bireyin kendisi olması önemli ayağı şimdilik ekonomide saklı. Sosyal adaletin olmadı geri kalmış toplumlarda pek fazla bir beklentide yok zaten. Doğuştan başlayan ayrımı sosyal düşünceyle bilimin yanında gerçek bir paylaşım ruhu ile sağlayacağına inanmaktan başka ne yapılabilir? Yapılacak en kolay insana cinsiyeti ile değil insani değerlerle yaklaşmak. Bu pekte kolay olmayacak. Yıllardır beyinlere kazınmış tabuları yıkmak oldukça güçtür."Kocasıdır döverde severde" lafları bir kenara bırakıp onu bir birey olarak anlamak, kadınlar gününde ona vereceğiniz en değerli armağandır. Çiçek alma hakkınız bunu basardıgınız da yerinde bir davranıs olur.
TÜM EMEKCİ KADINLARIN KADINLAR GUNU KUTLU OLSUN.
RIZA PARLAK