2. Temmuz 1993 Sivas Madımakta işlenen insanları yakma katliamı tarihe bir leke olarak düşmüştür ve duruyor. Olayın üzerinden 15 yıl geçti, ona rağmen, ne yazık ki onca iktidar ve sorumlu kültür bakanları bu ve benzeri ayıplardan ne utandı ve nede kurtulmaktan yana bir adım attılar.
K.Maraş-Malatya-Çorum-Gazi katliamlarında olduğu gibi, yıllardır demokratik kitle örgütlerinin iyi niyet ve çabalarına rağmen, 2 Temmuz Madımak katliamı da göz ardı edildi.
Madımak Müze Olsun olsun ki o ölümsüz şehitler anılsın ve failleri ilelebet lanetlensin. Bu haklı talep karşısında sorumlu bakanlar sanki olaya tarafmış gibi durdular, yetmezmiş gibi, orasının bir de et lokantası olarak kullanılmasına izin verdiler.
Son olarak S. Bakan Ertuğrul GÜNAYın bu durumdan tiksiniyorum sözü de özde değil de, sözde gibi oldu. Çünkü sözünün arkasında duramadı.
Soruyoruz, S. Bakan? Demokratik Laik bir Hukuk Devleti diye, yeri geldiğinde konuşulur, bu ülke TÜRKİYE nasıl olur da böylesi bir ayıpla yüz yüze bırakılır? Son yarım yy dan beri, gün be gün çoğalan ve şartlandırılan yobaz can düşmanı zihniyetin işlediği bu cinayetlere elbetteki halk sessiz kalmayacaktır.
Ana-yasasına göre, Demokratik laik sosyal bir hukuk devletinde, kültür bakanının düşünür ve yaratır sanat ve kültür insanlarına yapılan bu saldırılar karşısında, duruşları ne ve nasıl olmalıdır? Şimdiye kadar gelip ve giden İktidar ve onların Kültür bakanları o ayıplar önünde sorumsuz davrandı ve o ayıplarla yüz yüze kol kola yaşadılar. Çağımız düz not ve dip not çağıdır. Tarih de işte odur, ne unutulur nede kayıp olur. Her sorumlunun tarih önünde duruşu da davranışı da, hiç gözlerden kaçar mı?
Bu ve benzeri olaylar, ülkede birlik ve dirlik adına her yıl, 2 Temmuz da günü gününe lanetlenecek ve o şehitler de saygıyla rahmetle anılacaktır. Ve diyorum ki;
CANİ İNSAN OLUR MU?
2 Temmuz kararmıştı, o güzel gün ayıptan
Siz söyleyin, can yakan bir cani insan olur mu?
Ne geçmişti elinize, deyin kavmi zalimler
Siz söyleyin, can yakan bir cani insan olur mu?
Bezir´lere Muhlis cana, ateş atan yobazlar
Kılı kırpık çehre çarpık, içi mikrop zorbalar
İlkel kafa, sapık sersem kanlı katil yobazlar
Siz söyleyin, can yakan bir cani insan olur mu?
Behçet Aysan düşünürdü, şair idi habip di
Behçet Aysan barışçıydı, sözü doğru hatip di
Behçet Aysan Hümanistti, can tazeler tabip di
Siz söyleyin, can yakan bir cani insan olur mu?
Yasemin-ler gül açmıştı, yeşil idi yapraklar
Nurcan Yeşim, Handan Belgiz, kefen oldu duvaklar
Muhibe Edibe Seher´i, aldı kara topraklar
Siz söyleyin, can yakan bir cani insan olur mu?
Otuz yedi gülü, dalda koza idi yoldunuz
Çağdaşlığa laikliğe, benzin döküp yaktınız
Atamızın anıtını, kazma balyoz yıktınız
Siz söyleyin, can yakan bir cani insan olur mu?
İnci yakışmıştı, Özlem Menekşe´ye Nurcan´a
Huriye Asüman Gülsüm, birer güldü yan yana
Serpil Garin Gülende´yi, lanet olsun yakana
Siz söyleyin, can yakan bir cani insan olur mu?
Murat Metin Uğur Asaf, sevenleri gülmez ki
Hasret çetin Erdal Serkan, o ışıklar sönmez ki
Çiçek Koray Sait Ahmet, asla bunlar ölmez ki
Siz söyleyin, can yakan bir cani insan olur mu?
Çankaya´da zaman çalıp, kaş göz işi görenler
Tarihlere o günlerle, yüzü kara girenler
Nesimi´yi türküsüyle, cürasiyle yakanlar
Siz söyleyin, can yakan bir cani insan olur mu?
Ali Rıza´m, hiç bir kurum el atıp el vermedi
Bu yıldızlar devlet dedi, ama kimse gelmedi
Kör cahiller biliniz ki, o ışıklar sönmedi
Siz söyleyin, can yakan bir cani insan olur mu?
ŞİİR ”EL ARANIYOR” kitabımdan
Saygılarımla