Türkiye de Cumhuriyet kuruldu kurulalı nerdeyse bir asır olacak. Kaç hükümet değişti, yada değiştirildi? 17 dilin konuşulduğu bu topraklar üzerinde yaşayan o halklar her dört yılda bazen de beş yılda bir sandığa çağrıldı, oy kullandılar.
Elbette ki, vatandaş görevini yapacaktı, yaptı. Ancak;
Cumhuriyetin ilanından sora sevinç ve beklentiler hepsi kursaklarda kaldı.
Vurguncu düzende İşbirlikçi politikacılar eliyle halk bu seçimden öbür seçime, yerlerinden alınıp yerlere vuruldu. Vurguncular çoğaldı, işsizlik ve açlık arttı
Şimdiden sora, hem içte hem de dışta, her şeyini satıp kaybetmiş, hukuku işletilmeyen, vurguncunun soyguncunun kol gezdiği, siyaseti dine ya da ırka dayalı, monarşist bir dünya ülkesi, Türkiye!!!
Bu topraklar, Fransız, İngiliz, Yunan, işkalından halkların ortak mücadelesi ile kurtarıldı, ortak mallarıdır da ve birlikte yaşamaktan asla rahatsız da değiller.
Onun koşulları ise, çağdaş demokratik bir yönetimle mümkündür.
Niçin çağdaş insancıl bir düzene geçmeyi içinize sindiremiyorsunuz?
Asıl sorunların kaynağı ülkeyi yöneten sizlersiniz. Irkçı ve kökten dinci politikalarla kandırabildiklerinizi kandırıp onunla siyaset yapacaksınız ve ona sırt dayayıp diğerlerini emrinizdeki güçlerle susturup sonradan da herkesi kucaklıyoruz gel barışın, diyeceksiniz.
Efendiler, yok öyle şey. Bu ülke sadece bir avuç mutlu sınıfın ülkesi değildir. Gün gelir sizde birileri gibi tutulup dikilip sorgulanırsınız. Allah yürü kulum dedi yürüdüm, dedirtmezler adama!
Dünya hızla ilerlerken, siz koskocaman Türkiyeyi zorun pahasına, ortaçağın karanlıklarına çekeceksiniz, üstü kapalı laflarla da yolunuzu izinizi gizlemeye çalışacaksınız.
Ülke Sosyal, siyasal, ekonomik, sorunlarla kıvrım kıvrım kıvrılacak, 20 Milyon insanın aç ve açlık sınırı altında yaşadığı bir Türkiyede, genç ve çocuk yaşta kızların başlarını kapattırınca bir şeyler yaptığınızı ve tüm insanları da uyuttuğunuzu mu sanıyorsunuz?
Iraka girdiniz ve çıktınız, bu apayrı bir tartışma konusu, Ancak;
ABD, ağzı kanlı kuduz bir ittir. Dolaştığı dünyada, son olarak Afganistan ve Iraktaki katliamları uzaydakiler bile görüp ayıplarken, siz, onlara müttefikimiz deyip barbarca politikalarına destek olacaksınız. Budan dönüş olmadıkça memlekete huzur da hayır da gelmeyecektir.
Büyük BUŞŞ da aynı taktiği Saddama kullanmıştı.
Gir İrana girdi, 8 yıl milyon cana kıyıldıktan sora, çık deyince de çekilip çıkmıştı.
Gir Kuveyte, dedi girdi ve vurup pat küt çıkarmıştı.
Yavru BUŞŞ, Kendi ülkenden çık, dediğinde SADDAM çıkmayınca da kelle gitti.
İşte bunun adı Amerikan Emperyalizmi dir.
Öbür sınır ötesi konusunda:
Ne demişti? Değerli Usta sanatçımız, Sayın Bülent ERSOY.
(Ölüm yerine çözüm) Ne kadar da güzel anlamlı ve insani bir söz.
Hele bakın şu dönen dolaplara. Çağ vur öldür çağı değildir, efendiler.
Birileri Iraka gir, yada çık, dememiş olsa bile, sorunu sınır berisinde değil de ötesinde midir?, görüp bulup çözeceksiniz. El aleme rezili rüsva olmuyor musunuz, bu ve benzeri politikalarınızla?
İyi hatırlarsınız, günümüzde halktan yaşlı ve belli yakın tarihi yaşayıp bilenler de var.
Yıl 1963, Yunan cuntası Kıbrıs da sistemi dağıtıyor, Türkiye olaya karşı karantörlük hakkını kullanıyor, Türk uçakları uçuyor ada üzerlerinde. Cengiz TOPEL düşürülüp şehit ediliyor.
Amerika o zaman size dişini göstermemiş miydi? İki hükümet arasında mektuplar gelip gider.
ABD:Başk: Consun, kimden izin aldınız da Kıbrıs a çıkarma yaptınız?
TC. Başb: İsmet İNÖNÜ; Siz bana mı sordunuz da Viatnama girdiniz?
Hani, o tarihlerde Mustafa KEMAL ve arkadaşlarının öncülüğünde ülke üzerinde estirilen bağımsızlık rüzgarı henüz dinmemişti.
TBMM de bir süre gizlenen bu mektupların açıklanması için tartışmalar başlar ve sonuçta mektuplar okutulur.
Nerden Nereye, diyor S. Başbakan. Biri birinizi üstü kapalı laflarla eleştireceğinize, ABD, lı itlere İşimize burnunuzu sokmayın diyecek bir İsmet İnönü çıksın içinizden.
Tüm kamu malları satıldı, elde avuçta kala kala emekçilerin kıt kanat geçimlerini koruyan iyi kötü yasal kazanımları var. Şu günlerde İMF Ve Dünya bankası dediği için düzenleme adına onun da yanında yöresinden çalmaya soyundunuz.
Türkiye yönetenler, Görünen o ki, siz yarınları hiç hesaba katmadan, bu günkü politikalarınızla bir süre daha bu halklar Çekil git yetti be diyene kadar uğraşmakta kararlısınız.
Peki; Rusya, Çin, Japonya, Avrupa ülkeleri ve asıl sorumlu BMMler Dünya Örgütü o Amerikan itine bir taş atan çıkmayacak mı içinizden?
Ya da Bu Dünya milletleri tümden mi zavallıdır?
Saygılarımla.