CANLI İSE O DA BİZDENDİR //
Çocukluğumdan beri İSAKÖYÜ de bir çift leylek senenin hep Mart ortalarında köye gelir bir yıl önce bıraktıkları yuvalarına konarlar, yavrular ve onları uçurur dönme zamanı da bir çift gelir çoğalır yavrularıyla Arap çöllerine gerisin geriye dönerler. Kış aylarını o sıcak çöllerde geçiren bu sevimli ve vefalı kuşlar, bahar ve yaz aylarını geçirmek için, ‘’her çift o bıraktıkları eski yuvalarını neredeyse bulup varıp yerleşirler…
İSAKÖYÜ de birkaç sefer istenmeyerek de olsa, o çiftin yuvası birileri tarafından yıkıldı.‘’Bu vefalı dost kuşlar’’ ne edip etti bir münasip yer ayarlayıp yeniden çöp çalı bulup getirip o yuvayı kurdular ve son olarak da, yine her zaman yapıkları gibi ‘’kimselere küsüp darılmaksızın’’ İsaköyü’ne gelip yerleşti ve her yıl da gelip gitmekteler…
Köyün tam alt kısmında çeşmeye yakın, telefon direğinin üstündeki yuvalarından köyü de rahatça seyredebilmekteler. Kimseleri yabancılayıp rahatsız etmeyi akıllarına bile getirmeden, takır takır da o güzel seslerini her tarafa duyurabiliyorlar…
Bu güzel sevimli vefalı kuşlar, bazen de sabahın erken saatlerinde uçup yüksek evler üzerindeki kurulu enerjilere ‘’ondan öbürüne’’ uçarak o ayrıcalıklı ötüş seslerini kısmadan alabildiğine takırdatırlar. Sabahın erken saatinde beni de uyarırlar, çünkü bizim de evin üstündeki enerjiye de konup başkalarına yaptıklarının aynısını bize de yaparlar.
Seslerim uçup gitsinler diye, çokta samimiymişiz gibi hiç de aldırmazlar bile. Kızmak da ne, o aldırışsız hallerinden o kadar hoşlanırım ki, isterim yanıma kadar gelsin benden yiyecek bir şeyler de istesinler…
Ne acı ki, Ağustos ortalarında o gün köyde yokuz. Bunlardan birisi uçup gelir bizim evin hemen yanındaki elektrik teline konar ve konmasıyla da elektriğe kaptırır kendini, yüksek bir patlama ile yere düşer hayatını kaybeder…
Olayı bitişik komşular görüp izledikleri gibi anlattılar. Aradan yarım saat bile geçmeden, yörede ne kadar leylek varsa gelip cenazenin etrafını sararlar. ‘’Kimilerine göre sayıları 30 kimileri daha da fazlaydı derler. Sanki birileri haber götürmüş gibi, kısa bir sürede gelip konup cenazenin etrafında toplanırlar…
Bu vefakar hakikatli kuşlar, baharın yöreye geldiklerinde ‘’Arapkir Arguvan yol ayrımının sağındaki araziye toplu halde konup buluşurlar ve birbirleriyle ‘’vedalaşırcasına’’ ayrılıp döner her yıl bıraktıkları yerlere yuvalarına dağılırlar…
Çöle dönüşlerinde de, geldikleri gibi aynı yerde buluşur ‘’ölüm gibi bir kayıpları yoksa’’ tam sayı birlikte kalkıp çöle doğru göçerler…
Aslında bir üzüntü içinde yazmaya çalıştığım bu olaydan söz ederken, ‘’bazı şiirlerimde de yer vermişimdir. ’’Her canlı da, ‘’insanlar gibi, konuşarak anlaşır olmasalar bile’’ bir ölçüde her canlının ‘’aklı, aşkı ‘’sistematik bilimsel araştırmalara bakmadan’ da’’ onları yaşamda görerek duygu yüklü olduklarını anlamak zor olmasa gerek diyorum…
Hasılı Kelam; ‘’Kuşlara da kıymayın efendiler.’’
BAHTSIZ KUŞ
Çift konup çift, göçerdiniz yuvadan
Ne idi bu bela, başında leylek
Havada beraber, yerde birdiniz
Niçin tutamadın, yanında leylek
Dostların tez gelmiş, haber mi saldın
Ağladın sızladın, köyü ağlattın
Biliriz güzel kuş, içten kanadın
Şimdi kim ötecek, yanında leylek
Kalkıp inip, öterdiniz yuvadan
Uçardınız, hava deniz karadan
Size özge, tek sınırsız dünyadan
Yoldaş kim olacak, yolunda leylek
Tezden duyup, cenazene geldiler
Ağlayarak, etrafında döndüler
Ah vah edip, sinelerin dövdüler
Soy bağımı vardı, kanında leylek
Küsme derim, gidip yine gelesin
Sizsiz bu köy olmaz, bunu bilesin
Dile gel de, bir şeycikler diyesin
Anılar saklıdır, yılında leylek
Telgrafın, o telleri kopsaydı
İsa köyü, karanlıkta kalsaydı
Güneş her gün gibi, yine doğsaydı
Eşini görseydin, yanında leylek
Biliriz ki, için dışın hep acı
Köyü de acıttı, sendeki sancı
Ne idi feleğin, sana bu hıncı
Buda mı var idi, bahtında leylek
Sabahları, o çift sesi dinlerdik
Yavruların, uçar konar izlerdik
Göçerdiniz, gelene dek özlerdik
Tutasın bizleri, aklında leylek
Ali Rıza’m, almasaydı haberi
Senin ile, yaşamazdı kederi
Kesem dese, kesemez ki telleri
Yıkıldın hayatın, tadında leylek
Saygılarımla.