Aslın da din, vicdani bir yorum olmakla beraber, dışa vuran terbiyedir, uygulamalar akla yakın değilse, hepsi uyduruktur.
‘ALEVİLİK SİSTEMLEŞMELİDİR’ yazımda sanırım, bazı kafalar biraz da olsa karıştı gibi.
Aslında o dostlar haklılar da, çünkü sistemler hukuk u da dinselleştirdi. Türkiye de eğitimin tamamen din adamlarının yönetimine girdiği gibi, düzene de, ağırlığını koydu artık.
Peki Alevilik din değil midir?, Bence evet. Çünkü Aleviler de tek Tanrılı dine inanmışlardır.
Ancak, Aleviler ‘Hak Ademde’, derler. Bu söz iyi bir irdelendiğinde, her şey aklın kabul ettiği ve şekil verdiği ( Kültür ve sanat‘ın) içinde görülecektir.
‘Hak ademde’, kimdir o adem?, ‘Marifet ehli olan kimsedir’.
Sözde, Sırat köprüsü, (Kıl Köprü) katran kazanı, ölünün uğrayacağı, zorunlu bir yolmuş gibi anlatmaksa, yaşayanlara dünyasını unutturmaktan başka bir şey diyemeyiz.
‘Ben ilmin şehriyim, Ali de kapısı’ diyen Hz.Muhammed, 20 yıl peygamberim dediği dönemde, ne bu günkü Sünnülük ve ne de bu günkü kurumlaşan Alevilik vardı.
Haz Ali nin halen korunan çamur evinde, bir araya gelen 17 si kadın, 40 kişinin o meclis de (Kırklar Meclisi) bir üzümün paylaşıldığı söylenir.Tek üzümü 40 kişiyle paylaşan Hz. Muhammed’ o mecliste, yine 40 kişiyle birlikte semah döndü deyip hep anlatılır.
Ancak, Hz. Muhammed o kapıya ilk geldiğinde, ‘Siz kimsiniz?, deyip sorarlar.
Cevap. ‘Ben ahır zaman peygamberi Hz.Muhammed im’, dediğinde. İçerden ses duyulur,
‘Siz gidin, işinize bakın, peygamberliğinizi yapın, burası size göre değildir.
Hz.Muhammed biraz gider, geri döner. ‘Cebrail çevirdi derler’.
İçerde ne var merak eder ve kapıyı tekrar çalar. Tekrar sorarlar,
‘Siz neci ve kimsiniz?, Bu geliş ve sorgunun üç sefer tekrarlandığı anlatılır. En son cevap şu olur,
‘El fakiri fukaralardan, ‘Sizden olan fakir bir kulum’ der ve kapı açılır, O anda özündeki benliği attığı anlaşılır. İçeri alırlar ve içeri geçtiğinde, Sizin başınız kimdir?,deyip o da onlara sorar. Cevap;
‘Başımız yok, ‘Birimiz hepimiz, hepimiz de birimiz’, Anlamı gayet açık ve nettir..Yani, erkek dişi büyük küçük herkes aynıdır. (Bir can tek vücut)
Elbetteki, Alevilikte de Tek Tanrılı dine inanılmıştır. Ancak, o gücü ve beceriyi de insanda görmüş ve ‘HAK ADEMDE DİR’ görüşünün altını kalınca da çizmişler. Alevilerin inanç ve ibadetlerini izah eden o günden kalma bir kitap bulamazsınız. Ancak kuşaktan kuşağa Hz.Ali ve ehlibeytin toplumda duruşu ve kişilikleri örnek olarak anlatılmaktadır.
‘Bana bir kelime öretenin kölesi olurum’ ,diyen Hz.Ali, bu görüşleriyle, bilime önem veren, bir ilim adamı olduğu da anlaşılacaktır.
Onun için, Hünkar Bektaş Veli, ‘En iyi kitap insan dır’ ve ‘72 millete de bir bak’, diye buyururlar.
Alevi dedeleri diliyle, aşıklar sazı ve nefesleriyle, darda kalan ve derdi olan birisine,
‘Pire git’, derler. Pir de kim?, O da işte bir insan, akıllı ve birikimli birisi. Yani, ‘danışılacak yer akıldır.
Ancak; İnanmak için, hala hazır da geze göre, yaşadığımız bir dünya varken, ikinci bir dünya varmış gibi. ‘Bu dünyayı boş ver, asıl öbür dünya için kendini hazırla’, gibi insanları yönlendirmek Alevi öğretisinde yoktur. Toplu yaşamı düzenleyen kural ise, Kırklar meclisinde olduğu gibi, her ferdi, sosyal ve cinsel yanıyla da eşit tutan, görüş bu öğretide olduğu gibi, pratikte de görülmektedir.
Ancak, Arap Emevi zorbalığı, Hz Muhammed in soyunu da yok edip, Makam ve menfatlarını garantiye almak için, dini kurallar koydu. Günümüze gelinceye dek, gün be gün
çoğaltılan şartlar çağdaş hukukun yerini almış oldu.
Ne yazık ki, o uyduruklar, dünya nüfusunun %15 ini yani Hz. Muhammed yanlılarını kapıp kavramış duruma geldi.
Alevilikte asla bu böyle değildir. İşte o kuralda zenginlik ve fakirlik tanrı buyruğu olarak yutturulmuştur. Öyleyken;
Alevi öğretisi, bahsettiğimiz gibi, tüm dünya insanlarının, eşit koşullarda yaşamını öngören, bir dünya hukukunu öngörmektedir.
Benim bu çıkışımın birilerine göre tartışılacak yanı vardır. Ancak, içinde yaşadığımız dünyanın ilkel dayatmalarına, benimki de karşı, bir çıkış olabilir mi? Diyenler olursa, onu da tartışmaya açığız.
EY İNSAN
Ey insan, şu dünya da, halını hal etmek gerek
Kendini ayrı gören birine, gayri dur etmek gerek
Adamı adam dan, seçmeye kimin var zerre hakkı
Böyle düşünen birinin, yolunu dar etmek gerek
Kendini kula kul etmeyi, reva gören birini
Alem de, Evren içinden, bir taraf etmek gerek
Ali Rıza’m, ol zamanı, boş boşuna harcama
Söz anlayan canlar ile, sözü bir etmek gerek
BBDKG S.24
Saygı Sevgi Ve Muhabbetlerimle…