(22 Temmuz 2007)
SİYESET (POLİTİKA) Peki bunun hangisi?, her ikisi de. Her şeyin Arap kültürüyle karıştırıldığı şu yıllarda, karar organına seçilecek birilerine ülkemiz de bu ismin ikisini de kullanırlar. Peki, kim aday?’ ’Kaşıkla verip kepçeyle kaldıracak olanlar’
Bu Milletin önüne çıkıp gelip, sesini sonuna kadar yükseltip, alabildiğine,
‘Esnafım-Köylüm-İşçim-Memurum-Emeklim-İşsizim’, bittiniz perişansınız, bu iktidar İMF politikaları ile sizi bitirdi, oylarınızı bize ‘Şey Partisi’ne’ verin, verin de hele görün, neler değişecek.
Mesela:
-İMF ile masaya oturacak şahıslar
-İhalelere katılacak iktidar yandaşları
-Ucuz kredi kullanacak palazlanma sevdalıları (Hortumcular)
-İktidar yanlı kadrolaşma
-Dış ve iç borç rakamları
-İşsizlerin sayısı
-Yoksulluk sınırı
-Açlık sınırı
-Çuval yerine harar
-Orta Doğuda durum
-Polis sayısı
-Jandarma zoru
-Kapkaççı sayısı
– Etini satanların sayısı
-Kaçakçılar
-Gümrüklerde vurguncular
-Elektrik -gaz -su -telefon fiyatları mı?
Aklıma gelenlerden eksik varsa tamamlayın lütfen.
Yıl seçim yılı, yani yeni seçilecek vekil adaylar kim? Kulisler başladı, yağını fırçasını alan bu güzel ‘Yeni dünya düzeni, sayesinde kafalarına koydukları hesaplar peşinde parti şeflerine ulaşmaya çalışacaklar. Tabi, ‘gaz gelecek yerden tavuk da esirgeyecek deyiler ya.
Ne yapıp, bulup buluşturup zarfa koyup zatı muhteremlere uzatacaklar.
Oylarınızı kullanmazsanız, bu günah sistemcilerine, yani işte o ‘Şey Partiler, nizamnamesine göre ceza ödeyeceksiniz.
Verin, oylarınızı verin ki, sizi iyi bir yolsun ve ayaklarınızı da kırıp kuşa çevirsinler.
‘Vatan Millet Sakarya, lafının arkasından çok koştunuz, yorulmadınız mı? Oturun bir dinlenin, terinizi de şöyle güzel bi silin, fakat kafayı da o ara biraz işletin. Allah buya, bakarsınız aklınıza bir şeyler gelip takılır.
Buraya gelmişken eski bir anımı anlatmak istiyorum.
Yıl 1968 Yer Diyarbakır;
Zamanında adından çok söz ettiren politikacılardan merhum ‘Osman Bölük başı’nın bir açık hava konuşmasına şahit olmuştum. O tarihlerde orada Hazıro lu ‘Hacı Fariz Budak’ ağadan ortaklığa tuttuğumuz araziyi sürüp ekmiştik, Ağustos başları biçmek için oradayız. ‘Diyarbakır’da.
Yanılmıyorsam, 1969 seçimleri için yurt gezisine çıkmış, o gün orada Diyarbakır’daydı S.Osman .Bölük Başı.
Öğlen sonu, hemen ‘Cihan Palas Oteli’nin sağ arka tarafında belediye çay bahçesinde konuşmasını yapıyor. Hava artı 40 derce var. Buzlu su kandırmıyor adamı, içtikçe yanıyor adamın midesi.
S. Bölük başı, yorulmadan uzun bir konuşma yaptı o sıcağın altında.
50, yıllarda Merhum. Adnan Menderes, bir yurt gezisinden dönerken Ankara Kırıkkale civarında yola yakın bir yerde bir çift öküzle çift süren yaşlı çiftçiyi görüp arabasını durdurtuyor, beraberinde olanlarla yaşlı çiftçiye yaklaşıyor.
Sayın Başbakan, selam veriyor çiftçiye;
Kolay gelsin bey amca
-Hoş geldiniz beyim, diyor yaşlı baba.
Nasılsınız?
-Eh işte, halimizi görüyorsun beyim
Kaç yaşlarındasınız?
-Şöyle böyle diyebilirim 80 falan varım galiba
Madem öyle, bir çok hükümet bıraktınız arkada,
– Evet öyle oldu efendim.
-Peki hangisinden memnunsunuz? Hangisi daha iyi yönetti ülkeyi?
-Beyim yaşımı dedim, doğrusu sayılarını bilemem, fakat, Padişahlıktan beri çoklarını tanımasam da duydum ve dönemlerini yaşadım.
Ancak; ‘Savaş seçim olanda bu memleket bizim, ondan sora da sizindir, efendim..!
Yaşlı adamın bu yanıtından sonra, Merhum Ad.Menderes hiç de daha bir şeyler konuşmadan dönüp çekip arabasına gidiyor.
Seçim var vatandaş, şu günlerde bu memleket bizimdir.
Zehir zıkkım olsun, milletin hakkı
Hepsi haram amma, öldürmüyor ki
Bu kötü sistemin, yayı yumuşak
O rüşvet yiyenler, kudurmuyor ki
Seçip karşısında, divan dururuz
Huzuruna, korka korka varırız
Yasalar var, ayıpların koruruz
Dokunulmaz, bir şey sorulmuyor ki
Ali Rızam der ki, nedir bu çalım
Siyaset kirlendi, işte ahvalim
Bunları demek mi, benim zevalim
İnsanlar başını, kaldırmıyor ki
Saygılarımla…
Ali Rıza Uğurlu