Atım Kalk Gidelim Halep Haneden 4 – Karacaoglan
Kalk gidelim atım harap haneden Kısmetimiz versin Mavlam yaradan Eğri Kol’a varam yedirem atım Gece Eğri Kol’da yatalım atım Atıma bineyim edeyim sökün Sağına soluna hamayil takın Ağyar ırak derler…
Radyo Arguvan | Arguvan Türküleri
Radyo Arguvan Canlı Dinle
Kalk gidelim atım harap haneden Kısmetimiz versin Mavlam yaradan Eğri Kol’a varam yedirem atım Gece Eğri Kol’da yatalım atım Atıma bineyim edeyim sökün Sağına soluna hamayil takın Ağyar ırak derler…
Haydi kalk gidelim güzeller başı Engelden çekinme gel yavaş yavaş Gözümden akıttım kan ile yaşı Zülfünün teliyle sil yavaş yavaş Kaşların benzettim yavru marala Gözlerin hükmeder yedi kırala Seher vaktı…
Coşkun olur ulu suyun geçeği Kadir Mevlam balığa halkeylemedi bıçağı Tomurdu da açılmadı bizim elin çiçeği Çiçek melül melül bilmem nedendir Aman dağların dumanları gitsin Karları erisin sümbülü bitsin Gelinleri…
Acem ellerinden misafir geldim Yol bilmenem sunam nerden gideyim Şöyle bir yol elinize uğradım Dilber Kerem eyle konuk al beni Dolandım dağları bu yere düştüm Yar senin derdinden odlara düştüm…
Seyyah olup gezdim gurbet elleri Kar etti bağrıma yeter ayrılık Söyleyeyim başa gelen halleri Çok çektim ölümden beter ayrılık Bu aşkın ateşi sönmüyor serde Ah çeker ağlarım gezdiğim yerde Yar…
Atım kalk gidelim dağdan yukarı Böyle dağlar koç yiğide dağ olmaz Yedi yerden yaralarım sızılar Bu yarayı çeken yiğit sağ olmaz Meyva vermez selvi ile söğüdü Ben de bana verse…
Aşk olmayınca bade içilmez İçip içip nazlı yardan geçilmez Açılır çiçekler gönül açılmaz Ne değniyo’n dört yanını tor gibi gibi Gönlüm düştü mor beliğe cığala Ebruların ak gerdana dağıla Kaşları…
Baharın olduğu neden bellidir Boz bulanık akar dolu dereler Sen de bencileyin yardan m’ayrıldın Gene yenilendi eski yaralar Ferhad derler şu dağları delene İtibarım yoktur yüze gelene Kefen kısmet olmaz…
Yükseğinde namlı namlı karın görünür Engininde güzellerin salınır Kimya dedikleri sende bulunur Kokar burcu burcu gülün Erciyes Eksilmez başında dumanın kışın Var mıdır dünyada senin bir eşin Sorsam sual etsem…
Keklik gibi taştan taşa sekersin Baykuş gibi azgın azgın bakarsın Beni görsen kaşın gözün yıkarsın Şol kara zülfüne kullar olduğum Yürü sevdiceğim hemen hiram ol Hublara karşı dur sen de…